Bayraktar, konuya ilişkin yaptığı açıklamada, Ezine peynirinin, AB’den coğrafi işaret tescili alan ilk Türk peyniri olduğunu anımsattı.
Türkiye’nin her çeşit peynirinin kendine özgü üretim yöntemi ve benzersiz bir lezzet profili bulunduğunu bildiren Bayraktar, bu peynirlerden 40’ının coğrafi işaret alarak tescillendiğini, 18’i için de tescil başvurusu yapıldığını aktardı.
Bayraktar, Türk peynirlerinin dünyadaki önemine işaret ederek, “Ülkemizdeki peynir çeşitlerinin her biri AB tescili alabilecek kalitededir. Amacımız, bu lezzetleri dünya tüketicisiyle buluşturmak, Türk mutfağının vazgeçilmez bir parçası olan bu peynirleri bir marka haline getirerek sınırlarımızın dışına çıkarmak olmalıdır.” değerlendirmesinde bulundu.
Ancak üretimde yaşanan sorunlar çözülmeden dış pazarlarda rekabet edilemeyeceğini bildiren Bayraktar, çiğ süt fiyatlarının güncellenmesini talep etti. Bayraktar, Okul Sütü Programı’nın yeniden hayata geçirilmesini de önerdi.
“Peynir ihracatımız, 2022’de 203 milyon dolar olarak gerçekleşti. Ülkemiz, ihracatta 25. sırada yer alıyor. Bu yılın ocak-ekim döneminde peynir ihracatımız 156 milyon dolar oldu. Bu rakamlar oldukça düşüktür. İhracatta daha iyi seviyelere ulaşmamız gerekiyor. Türkiye yaklaşık 133 ülkeye peynir ihraç ediyor. Ancak ihracatın yüzde 76,5’i sadece 10 ülkeye, yüzde 23,5’i ise 123 ülkeye yapılıyor. Türkiye bir kilo peyniri 4,18 dolara ihraç ederken, İtalya 2 kat, Fransa 1,4 kat, Hollanda ise 1,3 kat daha pahalıya satıyor.”
Türkiye’de çok fazla peynir çeşidi bulunmasının, taklit ve tağşişi artırdığına ve bu kadar fazla ürünün denetlenmesinin zorlaştığına dikkati çeken Bayraktar, “Ne yazık ki tüketicilerimizin bütün tağşiş ve taklitleri fark etmesi mümkün değildir. Halk sağlığını tehdit eden bu konuda kontrol ve denetimlerin sıkılaştırılarak, taklit ve tağşişe yeltenenlere müsaade edilmemesi gerekiyor. Tüketicilerimizin de ürünleri ambalajlı ve etiketli, güvendikleri markalardan almaları yararlarına olacaktır.” ifadesini kullandı.