Sıcak havalarda buz gibi, genzi yakan bol asitle içtiğimiz kolanın Meksika’da kutsal sayılacak kadar önemli bir içecek olduğundan haberiniz var mıydı? San Cristóbal de las Casas’taki yerel halk, günlük olarak kişi başına ortalama 800 litre gazlı içecek tüketiyor ki bu, ulusal ortalamanın beş katından fazla.
Bu durum da hâliyle Meksika’nın genelinde obezite ve diyabete neden oluyor. İnsanlar, neredeyse içme suyu yerine kola tüketirken birçok sağlık sorununa da “gel gel” deniyor.
Meksika’da müthiş bir kola tüketimi yaygın. Hatta insanlar kendi kolalarını bile üretmeye başlamış.
Açıklamalara göre Meksika’da artan diyabet ve obezitenin en büyük sebebi yüksek miktarda şekere sahip kola. Fakat insanlar, bunu pek umursamadan tüketim gerçekleştirmeye devam ediyor. Hükûmet bununla ilgili bir dizi önlem alsa bile özellikle ülkenin bazı eyaletlerinde kola ve şekerli yiyecek tüketiminden artan ölüm sayıları değişmiyor.
Özellikle çocuklara yönelik şekerli içecek ve tatlı satışını yasaklayan Chiapas politikası, uluslararası medyada geniş bir yankı uyandırmıştı. Fakat bu önlem de her yerde geçerli değil. Özellikle gazlı içeceklerin yasaklanma çabası, lobi etkisi ile karşı karşıya kalıyor. Ülke genelinde yaygın olarak bulunan Coca-Cola, market ve benzin istasyonlarını da içeren birçok işletmeyi etkisi altında tutuyor.
Ortalama bir Meksikalı, yılda 700 bardaktan fazla kola tüketiyor.
Obezite ve fast-food ile bildiğimiz Amerika’da bile bu sayı iki kat aşağıda. “Peki bu nasıl olabiliyor?” diyecek olursanız hemen açıklık getirelim. Aslında Coca-Cola her zaman Meksika’nın büyük bir parçası değildi. Vicente Fox’un Coca-Cola Meksika Başkanı ve sonunda tüm ülkenin başkanı hâline gelmesiyle popülaritesi giderek arttı. Yani bu da 1970’lerin başlarına tekabül ediyor.
Bu tarihe kadar kola, elbette ülkede varlığını sürdürüyordu, fakat bu kadar yaygın değildi. Tam bu tarihler arasında alkole yönelik bir reklam kampanyası Meksika’yı kasıp kavurdu. Aynı zamanlarda da Coca-Cola, Mexico City Olimpiyatları ve Dünya Kupası’na sponsor olmuştu.
Kola, bu andan itibaren o kadar popüler bir hâl aldı ki, o dönemler Cumhurbaşkanı Luis Echeverría, tarifini alarak millileştirmeye bile çalıştı.
Tabii ki bu pek başarılı bir girişim olmadı.
Her ne kadar girişimi başarısız olsa da bu, Coca-Cola ile Meksika siyasetinin ne kadar iç içe geçmiş olduğunun bir kanıtıydı. Kola, o günden bu yana artık sadece politikanın değil, Meksika yaşamının da büyük bir parçası oldu. Vicente Fox Meksika’nın başkanı olmadan önce Coca-Cola’da satış temsilcisi olarak görev yapıyordu ve yerel işletmelere Coca-Cola ürünlerini dağıtıyordu.
Coca-Cola’nın pazarlama faaliyetleri, Meksika geneline yayılınca 10 yıl sonra pazar payı Coca-Cola lehine arttı, bu da Fox’un kariyerinde yükselmesine neden oldu.
Meksika’da kişi başına düşen alkolsüz içecek tüketimi dünya sıralamasında dördüncü sırada yer alıyor. Ancak 2014 yılında uygulanan şeker vergisiyle birlikte bu tüketim azalmıştı. 2020 yılında açıklanan çocuklara yönelik gazlı içecek satışı yasağının bir yıl içinde uygulamaya konması planlanlandı ancak başarılamadı. Gazlı içecekler “şişelenmiş zehir” olarak bile tanımlandı.
Kola, Meksika’nın birçok bölgesinde içme suyundan daha ucuz ve daha erişilebilir noktada.
Durum öyle bir boyuta ulaşmış ki, insanlar yetersiz beslendiklerinde bile sadece kola içiyorlar. Chiapas eyaletindeki bazı yerlerde, dinî törenlerde “Coca-Cola Kilisesi” olarak adlandırılan St. John Kilisesi gibi mekânlar ortaya çıktı.
Dinî liderlerin geleneksel içkileri kola ile değiştirdiği ve bu içeceği dekorasyon ve şifa amaçlı kullanmaya başladıkları bile olmuş. Ancak kolanın popülaritesindeki hızlı artışın dezavantajı da obezite oldu. Meksika’da diyabet oranı 2000 ile 2007 arasında ikiye katlandı.
Her yıl 70.000’den fazla kişiyi hayattan koparan bu hastalık, Meksika’nın sağlık sistemi için büyük bir tehdit oluşturuyor. Neyse ki 2013 yılında, şekerle zenginleştirilmiş içeceklere uygulanan yüzde 10’luk vergi, olumlu sonuçlar gösteriyor. Ayrıca sosyal medyada da geçtiğimiz yıllarda gündem olan, ambalajlı paketlerin üzerine “şekerli” uyarısı bu olumlu sonuçları desteklediği görülüyor.
Fakat bu soruna bir “dur” denilmezse Meksika’daki nüfusun sırf bu yüzden hızla azalacağını gözden kaçırmamak ve bunun için en sıkı önlemlerin de alınması gerekiyor.
Markalarla ilgili diğer içeriklerimiz: